İsmet İnönü’nün Rejimin Muhalifleriyle Barışması bir Karşı Devrim Örneği Midir?
Kemalist Paradigmada şüphesiz ki karşı-devrim ve yozlaşma anlatısı büyük bir yer tutar.[1] Karşı devrim anlatısına esasen aktif olarak 1970’ler öncesi pek rastlamayız, tabi bu anlatının zuhur edişi ve bunun kemalizmin normatif değerleri içerisine bu denli tesir edişi bizi şu soruya götürür? “Neden böyle bir anlatı ortaya çıktı?” Yazının konusu bu olmamakla beraber sanıyorum ki kısa bir özet geçebilirim. 1970’lerde türk demokrasisinin içinden geçtiği sıkıntılı dönemeçler[2], “türkiyenin 50 cente muhtaç kalması” türk aydınlarında doğal olarak önemli bir soru uyandırdı; Neden demokrasi ve rejim bizim toplumumuzda işe yaramıyor? Tabi buna farklı cevaplar verildi, örneğin Taha Parla, Mete Tunçay, Şerif Mardin gibi aydınlar bunun cevabının esasen 1908-1945 dönemindeki “diktatörlük” döneminde yattığını ifade etti.[3] Tabi birtakım üçüncü dünyacılığın etkisindeki sol eğilimli kişiler de bunu İnönü döneminde aramaya başladı. Onlara göre Türkiye’nin ilacı; Nato’dan çıkmak, kapitalizmi lağv...