Doğanın İronisi

 Doğanın İronisi

Beraber büyüttük biz bu sevgiyi

Baktık ona bir çocuk edasıyla

Şefkat isteyen bu tohumlarını

Beraber gömdük bu kara toprağa


Halbuki tanrının ne yüce ironisidir 

Ölülerin beraber kavrulduğu

Bir zamanlar neşe saçan kuşların

zamana boyun eğerek fosilleştiği

Mccoy romanları kadar kasvetli

Zweig kadar karamsar bu karatopraktan

 bir gülün coşkuyla filizlenişi


İşte o güldür ki

Sevginin metaforu

Sanmayınız ki o coşku

O gül 

kendiliğinden büyüdü

Vardır onu sulayan bir ademoğlu 

Yoksa kolay mıdır 

bu kara topraktan

Baharın habercisi gülün filizlenmesi


İşte beraber büyüttük o gülü

Beraber gözkulak olduk

Peki neden soluşuna tanık olduk?


Nedir bu gülün kırmızısını solgunlaştıran

Asil gövdesini kara toprağa boyun eğdiren

Topraktaki böceklerin alçak iştahı mı

Tanrının dediğimidedik buyruğu mudur

Yoksa ademoğlunun nankörlüğü mü?


Oysa bilmez miydik

Onun ayakta durması için 

Özveriye muhtaç olduğunu

Bu narinliğini renginden

Nazını dikenlerinden

Asaletini köklerinden alan

kankırmızısı bu gülün


Halbuki doğanın ironisi mi

Gülün kankırmızısı rengi

Tesadüf mü bu kişileştirme

Tesadüf müdür güllere yüklenen

Bu yoğun metaforik misyon


Oysa tıpkı gül gibi

Var mıydı her sevginin bir sonbaharı

Nedir bu fanilik, bu determinizm

Tüylerimi diken diken eden

Yanılgı mıydı yoksa her şey

Hiç olmadı mı bahar

Hani beraber büyütmüştük bu sevgiyi?



Alp Buğdaycı, Kasım, 2022, Münih

Yorumlar